Tarih: 23.10.2024 10:31

Bahçeli dün açıklamıştı; meğer 23 gün önce teklif Meclis'e gelmiş

Facebook Twitter Linked-in

MHP lideri Bahçeli'nin eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın bebek katili elebaşısı Abdullah Öcalan için yaptığı "Umut Hakkı'ndan yararlandırılması" açıklamasının ardından, DEM Parti’nin 23 gün önce “Umut Hakkı” kapsamında Meclis’e kanun teklifi verdiği ortaya çıktı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasında değindiği 'umut hakkı' merak konusu oldu. 
Bahçeli, "Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın" dedi.
Teklif meğer 23 gündür TBMM Adalet Komisyonu'ndaymış
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Umut Hakkı” kapsamında koşullu salıverilmesi için yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı. Bu çağrı, DEM Parti’nin 30 Eylül’de sunduğu ve halen Adalet Komisyonu gündeminde bekleyen kanun teklifini yeniden gündeme taşıdı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın 30 Eylül’de “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazında 25. yılda koşullu salıverilme şartlarının değerlendirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılması” hakkında kanun teklifi 23 gündür Adalet Komisyonu'nun gündeminde bekliyor.
Beştaş, kanun teklifinin genel gerekçesinde özetle şu ifadelere yer verdi:“Türkiye’de idam cezası 2004 yılında kaldırılmış, yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun geçici 2. maddesi, idam cezası olan terör suçlularının koşullu salıverilme hakkından mahrum kalmasını öngörmüştür. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, infaz koşulları açısından oldukça serttir ve hükümlüler yalnızca tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır.
Bu ceza, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından insan onuruna aykırı olarak değerlendirilmiştir. AİHM, tahliye umudu olmayan ömür boyu hapis cezalarının işkence yasağını ihlal ettiğini vurgulamaktadır. AİHM’in 2014 tarihli Öcalan/Türkiye kararında, ağırlaştırılmış müebbet cezasının koşullu salıverilme imkanı olmaksızın uygulanmasının insanlık dışı bir muamele olduğunu belirtmiştir. AİHM, Öcalan kararından önce 9 Temmuz 2013 tarihli Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararında da umut hakkını değerlendirmiş ve müebbet hapis cezasının azami 25 yılda gözden geçirilmesi gerektiğini ve mahpusların serbest bırakılma koşullarının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. AİHM'in verdiği kararların Anayasa'nın 90. maddesine göre Türkiye açısından bağlayıcı olduğu tartışmasızdır.
Türkiye, AİHM kararlarına rağmen mevzuatında değişiklik yapmamıştır. Avrupa Konseyi, Türkiye’ye yönelik denetim süreci başlatmıştır. AİHM’in kararları doğrultusunda, Türkiye’nin ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla ilgili bir inceleme mekanizması oluşturması gerekmektedir. Özgürlük için Hukukçular Demeği gibi kuruluşlar, bu kararların uygulanması için Avrupa Konseyi’ne başvurmuştur. Türkiye, Öcalan’a uygulanan infaz rejiminin 'istisna' olduğunu kabul etmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet cezası, süresiz hapis cezası anlamına gelir ve bu durum hükümlüler üzerinde olumsuz psikolojik etkiler yaratmaktadır. Umut hakkı tanınmadığında, mahpuslar hukuk dışına itilmiş olur. AİHM kararlarının uygulanması, insan onuruna uygun bir infaz rejiminin sağlanması açısından gereklidir. Bu nedenle, ağırlaştırılmış müebbet cezasının yeniden düzenlenmesi ve salıverme perspektifi doğrultusunda değişiklikler yapılması gerekmektedir.”
Umut Hakkı nedir ?
Bahçeli'nin bebek katili Öcalan için istediği umut hakkı, müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlünün serbest kalma imkanının tanınması hakkı. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan kişilerin, belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için verilen bir hak.
Umut hakkı, kişinin yeniden özgürlüğüne, topluma kavuşma umudunu korumasını sağlar. Bütün ülkeler, hukuk sistemlerinde bir düzenlemeye giderek umut hakkını hukuk sistemlerine entegre etmeye çalışmıştır.
Umut hakkı, ölüm cezasının kaldırılma eğilimiyle birlikte ortaya çıktı. İlk düzenlemelerde, ağır suçlardan mahkum olanların erken tahliye olanağının ortadan kaldırıldığı düzenlemeler yapıldı.
Müebbet hapis cezaları, mahkumların hayatları boyunca devam edecek şekilde düzenlendi. Bu durumda, mahkumların salıverilme imkanı olmuyordu. 
Ancak buna rağmen 'insan hakları hukukunun' etkisi ile müebbet hapis cezası mahkûmlarının da cezalarının belirli bir süresi infaz edildikten sonra tahliye olmalarının önü açıldı. Bu hakka ise 'umut hakkı' adı verildi.
Umut hakkı ilk olarak Alman Federal Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ortaya çıktı. Ömür boyu hapse çarptırılan kişlerin kişiliklerindeki gelişim göz ardı edilerek mahkûmların bir gün özgür kalma umutları tamamen ellerinden alındığında; devletin insan onurunun özüne ağır bir darbe vurmuş olacağına dikkat çekilmişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), umut hakkını insan onuru ve insanlık dışı muamele yasağı kapsamında değerlendirir. Örneğin, mahkumların cezasının belirli aralıklarla gözden geçirilmesi gerektiği ve salıverilme umudundan yoksun bırakılmanın insan hakları ihlali sayılabileceği kararlarıyla dikkat çekmiştir. 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=-iPaBmriEITCfnD8Xb8A5iOZOvXgmhGUPt7YHwcntlI